-
1 conclure
-
2 finir
Iv t1 terminer bitirmek◊Il a fini de parler. — Konuşmasını bitirdi.
2 en finir avec qqch sonuçlandırmak◊Il faut en finir avec ces histoires. — Bu meselelere son vermek gerekir.
3 consommer bitirmekIIv i1 bitmek◊Cette histoire finit bien. — Bu hikâye iyi bitiyor.
◊Ce mot finit par un "t". — Bu sözcük "t" harfiyle bitiyor.
2 finir par (suivi d'un inf.) sonunda◊Il finira par te pardonner. — Sonunda seni affedecek.
-
3 achever
-
4 terminer
-
5 sortir
Iv i1 dehors çıkmak◊Il ne sort pas quand il pleut. — Yağmur yağdığında sokağa çıkmaz.
2 d'un lieu -den çıkmak3 se distraire eğlenmek üzere çıkmak4 changer d'état çıkma5 mettre sur le marché çıkmak, yayınlanmak◊Son dernier livre est sorti. — Son kitabı yayınlandı.
6 d'une école bitirmek7 glisser -den çıkmak◊La voiture est sortie de la route. — Araba yoldan çıktı.
IIv t1 un animal çıkarmak◊sortir le chien — köpeği çıkarmak, gezdirmek
2 un objet çıkarmak3 une nouveauté gösterime sunmak -
6 ex æquo
-
7 mal
In m (pl maux,)1 douleur ağrı, acı [a'ʤɯ]2 avoir du mal à faire qqch bir şeyi yapmakta zorlanmak♦ se donner du mal çaba harcamak◊Elle s'est donné du mal pour terminer à temps. — Zamanında bitirmek için bayan çaba harcadı.
3 critique kötü şey4 immoralité kötülük [cœty'lyc]II1 incorrectement kötü [cœ'ty]◊C'est mal fait. — Bu kötü yapılmış.
◊Il a mal compris. — Yanlış anladı.
2 immoralement kötü [cœ'ty]a kötü olmakb kötü gitmek◊Ses affaires vont mal. — İşleri kötü gidiyor.
4 se sentir mal kendini kötü hissetmek5 pas mala fena değil◊Je m'en moque pas mal. — Umurumda değil.
◊Il n'est pas mal. — O fena değil.
6 pas mal de fena sayılmaz.
См. также в других словарях:
iş bitirmek — bir işi iyi bir sonuca ulaştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
dağarcıkta bir şey kalmamak — her şeyi tüketmek, bitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaşını bitirmek — öngörülen belli bir yaş sınırına varmak Hâkimler ve savcılar altmış beş yaşını bitirinceye kadar hizmet görürler. Anayasa … Çağatay Osmanlı Sözlük
yiyip bitirmek — 1) tüketmek 2) onmaz duruma getirmek, yıkımına sebep olmak 3) sürekli olarak tedirgin etmek, üzmek, hırpalamak İçinde çarpışan bu iki zıt kuvvetten hangisine tabi olacağını bir türlü kestiremiyor, kendi kendini yiyip bitiriyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bıçak silmek — bir işi bitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEKŞ — Kuyunun çamurunu temizlemek. * Bir şeyi bitirmek. Bir işden fâriğ olmak. * Bir şey üzerine gelip toplanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kolaylamak — i Bir işi bitirmek üzere olmak, bir işin sonuna yaklaşmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
öğretim programı — is., eğt. Bir okulu bitirmek veya bir alanda uzmanlaşmak için okunması gereken ders ve konuları kapsayan plan, müfredat, ders programı, müfredat programı … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonunu almak — 1) bir işi bitirmek 2) bir işin bittiğini görmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
nokta koymak — 1) gereken yerde nokta işaretini kullanmak 2) mec. bir işi bitirmek, tamamlamak 3) mec. son noktayı koymak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sonuç almak — 1) bir işi bitirmek, sonuçlandırmak 2) istenilen sonuca ulaşmak, verim almak Görüşmelerden sonuç alınamadı … Çağatay Osmanlı Sözlük